Ortaöğretim yani ortaokul ve lise grubuna başlayan öğrenciler mevcut öğrenim yerlerinden daha farklı bir ortama girmektedirler. Her derste farklı öğretmenlerin olması, değişen arkadaş çevreleri gibi etkenler vardır. Bu etkenlerin yanı sıra kişiler ergenlik sürecine girmektedirler. Değişen birçok şeyin yanında fiziksel, psikolojik değişiklikler de yaşamaktadırlar. Değişim sürecinde çocukluktan gençlik dönemine geçiş yapılırken, aile ve akran çevresi kişiyi nasıl etkilemektedir? Detaylar yazımızda.
Ergenlik dönemi, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Bu dönemde fiziksel, psikolojik olarak birçok değişiklik gösterirler. Ergenlik dönemi kemik yaşıyla ilişkilidir. Genellikle kızlarda 10, erkeklerde ise 11 yaş ergenlik belirtilerinin başladığı yaş dilimleridir. 11-21 yaş arası ergenlik dönemi kabul edilmektedir.
Ergenlik dönemi değişimlerin arttığı bir dönemdir. Gençliğe geçişteki bu değişikliklerle birlikte kişi yeni bir okula başlamaktadır. Okula ilk başlanıldığı zamanın aksine istek ve ihtiyaçları değişmiştir. Değişen çevresi, dersleri doğrultusunda yabancılık çekebilir ve uyum sağlamakta zorlanmalar yaşar. Başta aileler olmak üzere bulundukları kurum kişiye destek olmalı ve anlayış göstermelidir. Gerekli durumlarda psikolojik desteğe başvurmalıdırlar.
Kişilerin bu değişim sürecinde aileleriyle iletişimleri önemlidir. Kişinin sosyalleşmesi öncelikle ailede başlar. Ebeveynleriyle iyi ilişkiler içerisinde olan kişiler çevreleriyle daha iyi iletişim kurabilmektedir.
İkili ilişkilerin sıklıkla değişebileceği bir dönemdir. Aileler için iyi arkadaşlıklar edinmek önemlidir fakat bu konuda çocuğuna karşı saygılı ve destekleyici olmaları gerekmektedir. Kendi arkadaşlık ilişkileriyle rol model olmalıdırlar. Aileye karşı açık olmasının önemli olduğu kişiye açıklanmalıdır. Çocukluktan gençliğe geçişteki bu dönemde kuracakları ikili ilişkiler başarısızlıkla sonuçlanabilir. Kişi arkadaşlarını kaybedebilir gene bu nokta da aile olumlu ilişkilere yönlendirerek çocuğunun yanında olmalıdır. Karşılıklı anlayış ve saygı çerçevesinde bu dönem atlatılmalıdır. Gerek duyulan ve psikolojik açıdan kendilerini kötü hisseden, aileleriyle sorun yaşayan kişilerin psikolojik yardım almaları tavsiye edilmektedir.
Ailenin ergenlik döneminde doğru iletişim kurması kişinin gelişimi için çok önemlidir. Ailesinden yardım almayan ve iletişim kuramayan kişiler içedönüklük yaşayabilirler. Bu durumun sosyal çevresi, okul başarısında olumsuz etki yaratma ihtimali vardır.
Akran ilişkileri bu dönemde çok önemli bir yere sahiptir. Arkadaş gruplarına dahil olma, kişinin özgüveni, sosyal yaşamı için önemlidir. Bulundukları okul ortamı zamanlarının çoğunu birlikte geçirmelerine neden olmaktadır. Sürekli iletişim halinde oldukları kişilerle iletişimleri gündelik yaşantıları için önem arz etmektedir.
Arkadaş grupları, sağlık ve iyi bir iletişime sahip olabileceği gibi kötü, olumsuz davranışların gelişmesine de neden olabilirler. İyi, güçlü ve olumlu akran ilişkileri kişinin özsaygısını arttırarak sosyal davranışlarının gelişmesinde yardımcı olmaktadır.
Gençlik dönemine geçerken değişen şeylerden birisi de okul ve öğretmenlerdir. Tek bir öğretmenin yerine birçok öğretmenle ders işlemeye başlarlar. Bu duruma adaptasyon süreciyle beraber zamanla alışkanlık sağlanır.
Kişilerin yaşadıkları fiziksel değişiklikler örneğin; kilo alma, aşırı kilo verme, sivilce oluşumu, bedenlerindeki değişiklikler akranları tarafından ötekileştirilebilir. Buna bağlı olarak kişi de özgüven eksikliği, okula devam etmeme, sınavlarda başarısızlık gibi etkiler oluşur. Bu durumun uç belirtileri olarak kişi madde kullanımına sürükleyebilir. Devam eden bu durumlar akran zorbalığıdır. Zorba davranışlar göz ardı edilmemeli ve müdahalede bulunulmalıdır.
Zorbalık; fiziksel, sözel, sosyal ve siber olarak 4 şekildedir.
Fiziksel zorbalık: Tokat atma, vurma, para veya eşyalarını çalma, eşyalarını izinsiz kullanma gibi fiziksel olarak gerçekleşir.
Sözel zorbalık: Küfür, alay, dış görünüşle dalga geçme olarak uygulanmaktadır.
Sosyal zorbalık: Dışlamak, gözden gelmek, arkadaşlarının onunla konuşmasına engel olmak gibi durumları içermektedir.
Siber zorbalık: Elektronik iletişim eşyaları üzerinden saldırgan, sürekli olarak davranışlar sergilemektir.
Özellikle siber zorbalık son dönemde en çok karşılaşılan durumlardandır. Bu durumu önlemek için kişi şifresini kimseyle paylaşmamalı, zorbalığa karşılık vermemeli, durumu bir yetişkine, ailesine haber vermelidir. Yapılan zorbalıkları kanıt oluşturmak için kaydetmeli ve saklamalıdır.
Zorbalığa karşılık verilmesine izin verilmemelidir. Agresif veya pasif bir durumda bulunulmamalıdır. Olay yerinden uzaklaşarak kendisine yardımcı olacak bir öğretmenine durum anlatılmalıdır.
Çocuğun yetersiz kalması ve yardım alamaması durumunda ebeveynler okulla iletişime geçmelidir. Okulla iletişime geçmeden bu durumu çocuğunuza bildirmelisiniz.
Çocuğunuzun kendisini ifade edebileceği ortamlarda tutarak özgüvenini arttırmalısınız. Böylece iletişim becerisi artacaktır.
Verilen düzgün bir tepki zorbalığın azaltmasına hatta sonlamasına katkı sağlar.
Bu tür durumlar engellenemediğinde gerek okul gerek okuldaki psikolojik danışmanlıktan yardım alınmalıdır.