Türkçemizde yaygın olarak “göğüsler” olarak anılsa da tıbben doğru ismiyle meme, her yaştan kadının gerek görsel, gerek cinsel olarak, gerekse annelik kimliğinin çok önemli bir parçasıdır. Ergenlikle birlikte pek çok anlam yüklenerek kadınlığın sembolü haline gelen memenin sağlık açısından önemi göz ardı edilmemelidir. Genç yaşlardan itibaren meme ağrısı, memede sertlik fark edilmesi, meme akıntıları gibi çeşitli şikayetler ortaya çıkabilir. Bunun yanında gebelik ve doğumla birlikte memede önemli ve kutsal değişiklikler meydana gelmekte, bu süreçte de farklı şikayetler ve farklı hastalıklar ortaya çıkabilmektedir.
Türkçemizde yaygın olarak “göğüsler” olarak anılsa da tıbben doğru ismiyle meme, her yaştan kadının gerek görsel, gerek cinsel olarak, gerekse annelik kimliğinin çok önemli bir parçasıdır. Ergenlikle birlikte pek çok anlam yüklenerek kadınlığın sembolü haline gelen memenin sağlık açısından önemi göz ardı edilmemelidir.
Genç yaşlardan itibaren meme ağrısı, memede sertlik fark edilmesi, meme akıntıları gibi çeşitli şikayetler ortaya çıkabilir. Bunun yanında gebelik ve doğumla birlikte memede önemli ve kutsal değişiklikler meydana gelmekte, bu süreçte de farklı şikayetler ve farklı hastalıklar ortaya çıkabilmektedir.
Meme hastalıkları arasında, sıklığı, etkileri ve sonuçları göz önüne alındığında en önemlisi meme kanseridir. Meme kanseri yaşam boyu istatistiklere bakıldığında dünyada her 8 kadından birinin başına gelmektedir. Özellikle 40 yaşından sonra meme kanseriyle karşılaşma riski giderek artmaktadır. Maalesef oldukça sık görülen bu hastalıkla mücadelede neyse ki tıp oldukça umut vaat eden bir noktaya ulaşmayı başarmıştır. Meme kanserinin tedavisinde ameliyat, ilaç ve ışın (radyoterapi) tedavileri rutin olarak kullanılmaktadır. Erken tespit edilen bir meme kanserinde diğer tedavi yöntemleriyle desteklenmiş iyi bir ameliyat en etkili tedavidir ve hayat kurtarıcı olabilir. Erken tespit edilmiş ve iyi tedavi edilmiş meme kanserlerinde genellikle yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz.
Meme kanserinin tedavisinde memenin ve aynı taraf koltuk altı lenf düğümlerinin ameliyatı yapılmaktadır. Memenin ameliyatı temel olarak iki şekilde yapılabilir. Bunlardan birincisi memenin tamamının çıkarılması, ikincisi ise memenin yalnızca hastalıklı kısmının çıkarılmasıdır. Bu ikinci ameliyat yöntemine “Meme Koruyucu Cerrahi” diyoruz.
Meme Koruyucu Cerrahi, uygun hastalara yapıldığında memenin tümünün çıkarılması kadar etkili bir tedavi yöntemidir. Bu teknikte tümörle birlikte tümör çevresinde yer alan bir miktar sağlam meme dokusu çıkarılır, ardından hastalar mutlaka ışın (radyoterapi) tedavisi almaları için yönlendirilir. Tümör boyutunun meme yapısına göre büyük olması, hastanın ışın tedavisi alamayacak durumda olması, meme içinde yaygın hastalık olması, bazı genetik hastalıklar ve inflamatuvar meme kanseri durumlarında maalesef meme koruyucu cerrahi yapılamaz. Ancak bu durumlar haricinde meme koruyucu cerrahi güvenilir ve etkili bir tedavi yöntemidir.
Meme koruyucu cerrahinin en önemli avantajı kozmetik olarak tatmin edici şekil ve boyutta memenin hastada kalmasıdır. Her yaştan kadın için olukça önemli olan bu durum göz ardı edilmemelidir.
Günümüzde meme koruyucu cerrahi ameliyatları plastik cerrahi prensipleriyle birleştirilerek uygulanmakta ve buna "Onkoplastik Meme Cerrahisi" adı verilmektedir. Onkoplastik tekniklerle yapılan meme kanseri ameliyatları sonucunda hastalar sanki estetik amaçla meme küçültme ameliyatı yapılmış gibi, ameliyattan önceki halinden daha küçük, ancak şekli ve yapısı düzgün bir memeye sahip olurlar. Kısacası memedeki tümörün çıkarılması için meme küçültme ameliyatı yapılmış olur. Bu sayede kadınlar için oldukça önem taşıyan meme imajı korunmuş olur. Arzu eden hastalarda karşı meme için de küçültme ameliyatı yapılarak simetri sağlanabilir.
Memenin tamamının çıkarılması (mastektomi) ameliyatının yapıldığı hastalarda da, uygun hasta seçimi yapmak şartıyla aynı seansta silikon meme protezi yardımıyla meme şeklinin korunması mümkündür.
Meme dokusunun “kanser haricindeki” iyi huylu bozukluklarında çeşitli semptomlar ortaya çıkabilir. Bu semptomlar zaman zaman yaşam kalitesini bozabilir. Bu nedenle ilgili bozukluğun tedavisi gerekli olabilir. Bir diğer önemli durumsa bu semptomların meme kanseriyle ilişkili olabilmesidir. Dolayısıyla memeyle ilgili şikayetler her yaşta kadın tarafından ciddiyetle önemsenmelidir.
