Bazı kişiler iğneden dahi korkarlarken, ameliyat korkularının olması oldukça doğal bir durumdur. Bu anlamda omurga cerrahisi ameliyatlarında da hastalar için bu durum geçelidir. Vücuttaki birçok işlev ile ilintili ve önemli bir yapı olan omurga ile ilgili ameliyat kelimesini duyan hasta, doğal olarak endişe edebilir ve korkabilir. Ancak çoğunlukla omurga ameliyatı hakkında yaşanan bu korku, aslen birçok yanlış anlaşılmadan kaynaklanır. Bu yüzden ameliyat olması gereken hastalar, özellikle ameliyatsız alternatif tedavi seçeneklerini sorarlar. Çünkü yaygın olarak duydukları yanlış bilgiler sebebiyle ameliyat olmak istemezler. Peki, omurga cerrahisi ile ilgili bilinen yanlışlar nelerdir? Detaylar yazımızda.
Hastaların yaygın olarak yanlış bildiği bu durumun ana nedenlerden biri, aileden birinin veya bir yakınının ameliyatından sonra paniğe neden olan kötü bir deneyim yaşamasıdır. Hastalar çok nadir de olsa ameliyat sonrası komplikasyon geçiren örneğin; felçli bir hasta ile karşılaşmış olabilirler. Bu gibi nadir durumlardan etkilenen hastalar çoğunlukla kulaktan dolma bilgilerle kendilerine de benzer bir durumun olabileceğinden korkarlar. Çünkü birçok hasta ameliyat olmadan önce, daha ameliyatın neden yapılması gerektiğini ya da durumunu anlamadan yakın çevresine ameliyat olup olmama konusunu danışır. Ne yazık ki, bu da hastaları ve yakınlarını yanlış yönlendirmeler ile sonuçlanır ve kritik bir kararın sonucu etkileler.
Örneğin, yüksekten düşme ya da araç kazalarından dolayı kol ya da bacağında felç oluşan (parapleji / tetrapleji) bir hastanın, omurga stabilizasyonu için ameliyat olması gerekir ki rehabilitasyon tedavisine yardımcı olsun. Bu ameliyatlar ilk sırada nörolojik iyileşmeyi amaçlamaz. Hasta yakınları veya çevresi de nörolojik açıdan hasta iyileşmediği zaman ameliyatın başarısız olduğunu düşünerek yanlış bir kanıya girerler ve insanlar hastaların birçoğunda ciddi omurilik yaralanmalarının iyileşmeyeceğini bilmedikleri içinde bilgi kirliliğine sebep olabilirler. Bu yüzden hastalar veya yakınları kendi eksik kanıları ile değil doktorların bilgileri ile hareket etmelidirler.
Aslında sorun, çoğu zaman hastaların yaşadıkları hastalığın doğasını anlayamamasından kaynaklıdır. Bu süreçte doktorlar, hastaya hastalığı anlatırlar. Hastalar ise durumlarını anlamak için sorular sorarlar ve mevcut tedavi seçeneklerini bilmek isterler. Doktorlar gerekli bilgileri verirler. Yaratılan farkındalık ile hastaların doğru kararlar vermesine yardımcı olurken, doktorun da işi bir ölçüde kolaylaşır. Ancak ülkemizde maalesef doktorun hastaya zaman ayırması özellikle de devlet hastanelerinde oldukça zordur. Bu yüzden hastalar hastalıklarını yeterince anlayamaz ve bu da ameliyat sonrası memnuniyetsizliği artırır. Ayrıca hastaya hastalığının anlatılması sürecinde hastanın ve yakınlarının eğitim düzeyi de farkındalık yaratılmasında önemli bir faktördür.
Hastalar omurga ameliyatından sonra normal yürüyebilecek miyim, engelli mi yoksa yatalak mı kalacağım? Gibi bazı endişelere kapılabilirler. Bu anlamda omurga cerrahları hastanın ameliyat sonrası yaşam kalitesini artırmak için uygulanan yöntemlere mutlaka önem verirler. Hastalar; uygun eğitim, motivasyon ve doktorun yönlendirmesi ile ameliyattan sonra dahi spor ve diğer fiziksel aktivitelere katılabilirler. Bu yüzden yaralanma türüne ve durumun ciddiyetine göre omurga ameliyatları tamamen iyileşmek adına en iyi ve en güvenli bir seçenek olabilir ve hastaların ameliyat olmadıkları süreç ameliyat sonrasından her durumda daha kalitesiz olacaktır.
Çoğu kişi omurga cerrahlarının küçük problemler için dahi her zaman ameliyat önereceğini düşünür. Oysaki bu bir büyük bir yanılgıdır. Bir omurga cerrahının asıl amacı hastalarını ağrısız bir duruma kavuşturmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir. Bu anlamda omurga cerrahları, mevcut tüm seçenekleri inceleyerek tedavi seçeneklerini hastanın durumuna göre özelleştirirler. Ameliyatsız ya da geleneksel tedavi bir hastayı iyileştirebiliyorsa, omurga cerrahı her zaman bu yolu seçer. Fakat bazı hastalar geleneksel tedaviye uygun olmayabilirler. Bu yüzden bu gibi durumlarda cerrahi müdahale kaçınılmazdır.
Bazı hastalar, ağrı ve neden olduğu diğer şikayetlerinden kurtulmak için çok sayıda cerrahi dışı çözümü denemekten bunalmış, hayal kırıklığına uğramış ve yorgun düşmüş olabilirler. Bu yüzden ameliyatın da bir fayda sağlamayacağını düşünürler. Ancak ameliyatın yalnızca bu gibi durumlarda ağrıyı hafifletmeye yardımcı olur ve muhtemelen en başından beri buna ihtiyaçları vardır.
Cerrahi omurga operasyonunda, iyileşme süresi omurganın durumuna ve yapılan omurga cerrahisinin türüne bağlıdır. Örneğin; mikrodiskektomi ameliyatı ya da rutin bir boyun fıtığı operasyonunda iyileşme oldukça hızlıdır. Spinal füzyon cerrahisi(omurgaya implant, protez, materyal yerleştirildiğinde) geçiren hastalarda ise iyileşme süresi daha uzun olabilir. Omurga füzyon ameliyatları sonrası hastada tamamen iyileşme sağlanması için 3 aydan fazla süre gerekir. Ancak hastalar füzyon türüne bağlı olarak 2-4 gün içinde yürüme gibi günlük aktivitelerini gerçekleştirebilirler.
Hasta deneyimli bir omurga cerrahının devalı olarak gözetimi altındaysa, iyileşme süreci asla acı verici olmaz. Yanı sıra iyileşme aceleye getirilemez, çünkü omurganın düzgün bir biçimde iyileşmesi için zamana ihtiyacı vardır. Bu sayede ileride oluşabilecek sorunların da önüne geçilmiş olur.
Sonuç olarak;
Omurga cerrahisi ile ilgili endişe duyan hastaların, ameliyatla ilgili korkularını ve diğer sorularını cerrah ile açıkça konuşmaları önemlidir. Cerrahi hatalar çok nadiren olur.