Pankreas kanseri dünyanın en ölümcül dördüncü kanseridir. Pankreas kanseri olan hastaların ortalama %30’unda hastalığa yakalanma nedeni sigara kullanımıdır. Sessiz ve sinsi bir şekilde hızla yayılım gösteren bu kanser için kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. En etkili tedavisi olan ameliyat ile ileri evre olmayan ve diğer organlara yayılmayan tümörler alınabilir. Bu sessiz düşmanın farkında olarak özellikle tütün ürünlerinden uzak durmak atacağınız önemli adımlardan biridir.
Midenin arka kısmında bulunan, sindirime gerekli olan enzimleri üretip kanal yardımıyla ince bağırsağın duodenum bölümüne aktaran hem de kan şekerini düzenleyen hormonları üreten salgı organ pankreastır.
Pankreasın herhangi bir yerinde gelişebilen kötü huylu tümörleşmeye, pankreas kanseri denir. Pankreasta oluşan kanserleşme organın her yerinde gelişebilir. Ancak en sık baş bölgesinde görülür. En yaygın olan pankreas kanseri çeşidi ise adenokanserdir. Bu tür agresif hücrelerden oluştuğu için hızlı yayılır ve çevre dokulara tutulum gerçekleştirebilir.
Pankreas kanseri ilk başlarda hiçbir belirti vermez. Bu yüzden sessiz ve sinsi bir şekilde ilerleyen ciddi bir kanser türüdür. Ancak ileri evrelerde görülebilecek pankreas kanseri belirtileri şu şekilde olabilir:
Hazımsızlık, şişkinlik ve iştah kaybı semptomları hastanın hızla kilo kaybetmesine neden olur. En erken evrede görülebilen diğer bir belirti de sarılıktır. İlk olarak gözlerde başlayan sararma zamanla cilt rengini sarartır, daha sonra idrara çay renginde gelir ve en son cam macunu renginde dışkılama başlar. Bu sarılığın nedeni, kanserin safra yolunu tıkaması ile karaciğerin ürettiği bilrubinin onikiparmak bağırsağına atılım yapılmasının engellenmesidir. Ağrı ilk olarak sadece bir karın ağrısıyken daha sonra sırta vuran bir ağrıya dönüşür.
Pankreas kanserinin nedeni tam olarak bilinmez. Ancak risk faktörü oluşturabilecek bazı etkenlerden söz edilebilir. Bunların başında ise aşırı sigara kullanan ve kilo problemi olan bireyler gelir. Hastaların büyük bir kısmında neden sigara kullanımı olarak öne çıkar. Bunun yanı sıra aile öyküsünde kanser hastalığı bulunması de faktörlerden biridir. Erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülen pankreas kanseri için ileri yaş bir risk unsudur. Dünya genelinde erkeklerde 63, kadınlarda ise 67 yaş hastalığa yakalanmada bulunan ortalamadır. Ayrıca zayıf olasılıklarla, şeker hastalığı ve kimyasal ürünlere maruz kalınması da tetikleyiciler arasında yer alabilir.
Erken evrede çok az belirti vere bu kanser türünün hızlı teşhis edilmesi, kolay bir tedavi şansı sunabilir. Bu aşamada hekimin detaylı değerlendirme ile teşhis yapması oldukça önemlidir. Tanı için gereken testler şu şekildedir:
Ultrasonografi: Bu kanser türünde yapılması gereken ilk incelemedir. Pankreastaki kitle varlığı, ebatları, çevre dokulara olan yakınlığı gözlemlenir.
Laboratuvar Tetkikleri: Alkalen fosfataz, karaciğer değerleri, CEA, serum bilirubinleri, CA19-9, CA-125 değerleri yüksektir. Bilirubin idrarda pozitif görünür.
Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Rezonans Görüntüleme (MR): Hastaya damar ve ağızdan ilaç verilerek bu testler yapılır. Bu sayede %95 oranında kesin teşhis konulabilir. MR tümör oluşumunun ayırıcı tanısında yardımcı olur. Bu sayede hastaya yapılacak operasyonun kararının verilmesine destek sağlar.
Tetstlerden sonra pankreas kanserinin evreleri belirlenmeli ve hızlıca tedaviye başlanmalıdır.
Pankreas kanserinin tedavi edilebilmesi için ilk olarak tümörün çıkarılması için cerrahi yönteme başvurulur. Ancak bunun için tümörün evresi, boyutu, yakın doku ve organlara olan yayılımına bakılır. İleri evre olan tümörlere cerrahi işlem yapılamaz. Yanı sıra yapılacak kemoterapi ile de sarılık durumunun düzeltilmesi, ağrılarının azaltılması, beslenme desteği verilmesi amaçlanarak semptomların etkileri hafifletilmeye çalışılır. Ayrıca endoskopik işlem ile daralan safra yoluna stent takılması ile açılma sağlanır.
Cerrahi Tedavi: Muayeneler neticesinde tümörün çıkarılması uygunsa whipple ameliyatı yapılır. Tümör pankreasın gövdesinde veya kuyruk kısmında ise çıkarılması daha kolay olur. pankreas başında bulunan tümörlerde, ameliyat sırasında pankreasın yanında safra kesesi, safra kanalının bir bölümü, onikiparmak bağırsağı, çevre lenf bezleri ve midenin bir bölümü çıkarılır.
Radyasyon Tedavisi: Bu tedavide kanserli hücreler yüksek enerjili ışın tedavisi ile yok edilir. Büyük tümör cerrahiye engel ise tek başına veya kemoterapi ile birlikte uygulanabilir. Bazen de ameliyattan sonra tekrarlamayı engellemek için yapılabilir.
Kemoterapi: Antikanser ilaçlarının hastaya verilmesi ile kanserli hücrelerin yok edilmesi amaçlanır. Hastaların genel hali dikkate alınarak ameliyattan önce ya da sonra kemoterapi uygulanır. Ameliyat öncesi tümörün boyutunu küçültmek maksadıyla kullanılır. İleri evrede kemoterapi yapılmaz.
Tedaviden sonra;
Sağ kalım: Pankreas kanserinde hastanın erken teşhis ile tedavi edilmesi ile tam anlamıyla iyileşmesi %50’den azdır. Kanser hücresinin kaldığı operasyonlardan sonra ve organ metastazında sağ kalım oldukça azdır.