Uyuz Hastalığı Yayılıyor Mu?

Uyuz hastalığı son yıllarda belirgin bir artış göstermektedir. Yakın temas yoluyla bulaşan bir enfeksiyon olan uyuz hastalığı nedir ve nasıl bulaşır?                  

Yayınlanma Tarihi 24 Ocak 2024
Okunma Süresi 22 dk
Güncellenme Tarihi 24 Ocak 2024
Makaleyi Paylaş
Binlerce hekim ve milyonlarca hastanın tercihi #bulutklinik

Uyuz Hastalığı Nedir? 

Uyuz hastalığı son yıllarda belirgin bir artış göstermektedir. Özellikle 2017 yılından bu yana artış devam etmektedir. Bu konuda kurumlar tarafından yapılan bildirimler de bu artışı doğrulamaktadır. Klinik gözlemlerimiz de bu durumu günlük olarak teyit etmektedir. Son 5-6 yılda özellikle uyuz hastalığının sıklığında ciddi bir artış gözlenmektedir. 

Uyuz hastalığı, "sarp" ve "sıka" olarak da adlandırılan bir deri parazitidir. Bu parazit, insandan insana bulaşabilen bir türdür. Tüm yaşam döngüsünü insan vücudunda tamamlayan bu parazit, derinin en yüzey tabakasına yerleşir ve genellikle kaşıntı gibi klinik belirtilere neden olan bir deri hastalığına yol açar. 

Uyuz Hastalığı Nasıl Bulaşır?  

Uyuz hastalığı, yakın temas yoluyla bulaşan bir enfeksiyondur. Bu nedenle, özellikle 20 dakikadan uzun süren cilt temasları, bulaş riskini artırabilir. Hastalar genellikle, birileriyle tokalaşıldığında, selamlaşıldığında veya sarıldığında hastalığın bulaşıp bulaşmadığını sık sık sormaktadır. Ancak kısa süreli temaslarla, örneğin tokalaşma veya selamlaşma durumlarında bulaşma riski düşüktür.  Cinsel temas yoluyla da bulaşabilir. Ayrıca, ortak alanlar ve ortak eşyalar aracılığıyla da bulaşma riski söz konusu olabilir. Aynı evde yaşayan kişiler arasında, ortak alanlar veya eşyaların paylaşımıyla bulaş riski düşük olsa da, önlemlerin alınması önemlidir. 

Uyuz Hastalığının Belirtileri Nelerdir? 

Uyuz hastalığının en tipik belirtisi, özellikle geceleyin artan şiddetli kaşıntıdır. Sıcaklık artışıyla birlikte kaşıntı şikayetleri de belirginleşebilir.

Bu hastalık genellikle kaşıntı ile başlar. Hastalığın sevdiği belirli bölgeler vardır. Özellikle parmak araları, el kenarları, bilek iç yüzleri, koltuk altları, bacak bölgesi, karın çevresi, kadınlarda meme çevresi ve erkeklerde genital bölge gibi bölgelere sıkça yerleşir. Bu bölgelerde ortaya çıkan şiddetli kaşıntılar genellikle gece uykusunu etkiler, kişiye rahatsızlık verir ve hatta uykudan uyandırabilir. 

Bu belirtilere ek olarak, hastanın birlikte yaşadığı kişilerde benzer şikayetlerin varlığı, tanıda önemli bir ipucu olabilir. Bu durumda, uyuzun yayılma riski daha yüksek olabilir ve tedavi sürecinde dikkate alınması önemlidir. 

Uyuz Mikrobu Nasıl Yayılır? Günlük Yaşamda Uyuz Hastalığından Korunmak İçin Hangi Önlemler Alınabilir? 

Hastalık, cilt teması yoluyla bulaşmaktadır. Ancak, hastalığın bulaşabilmesi için bu temasın genellikle 15-20 dakikadan uzun süreli olması gerekmektedir. Bu nedenle, uzun süreli temaslar hastalığın bulaşma olasılığını artırabilirken, kısa süreli temaslarda bu olasılık düşüktür. 

Uyuz hastalığından korunmak için alınabilecek önlemler arasında, özellikle geceleyin artan kaşıntısı olan biriyle temastan kaçınmak bulunmaktadır. Ayrıca, yakın çevremizde bu tür bir şikayeti olan birini biliyorsak, bu kişiye yakın temaslardan uzak durarak kendimizi koruyabiliriz. Bu basit önlemlerle hastalığın yayılma riskini azaltmak mümkündür. 

Alışveriş Sırasında Kıyafetleri Denemek, Uyuz Hastalığının Bulaşma Riskini Artırabilir Mi? 

Özellikle kıyafet deneme esnasında uyuz hastalığının bulaşma riski mevcut. Bu nedenle, almayı düşündüğümüz kıyafetleri denemeden önce dikkatli olmalıyız. Kıyafetleri hızlı bir şekilde deneyip, temas süresini mümkün olduğunca kısa tutmak, hastalığın bulaşma riskini azaltmaya yardımcı olacaktır. Bulaşma zor olsa da, saatlerce kıyafet deneme süreleri uzadıkça risk artabilir. 

Tedavisi Nasıl Olur? 

Uyuz hastalığının tedavisi günümüzde oldukça etkili ve çeşitli yöntemlerle uygulanabilmektedir. Ancak, tedavi sürecinde en büyük zorluk, hastaların tedaviye uyum sağlamasında ortaya çıkmaktadır. Tanı konulduğunda, tedavi sürecinde en önemli kural aile boyu tedavi uygulanmasıdır. Yani, kişi tedaviye başladığında, tüm aile üyelerine tedavi uygulanmalıdır. Aksi takdirde, diğer kişilere hastalık bulaşabilir ve tedavi ettiğimiz kişi tekrar enfekte olabilir. Hastanın son bir ay içinde yakın temas içinde olduğu kişilerin de tedavi edilmesi önemlidir. 

Tedavide sürme ilaç ve hap tedavisi uygulanabilir.  

  • Tedavide sürme ilaçlar tercih edilen ilk yöntemlerdir. Bu ilaçlar genellikle uygulamanın ardın yaklaşık on iki saat bekletilir ve ardından temizlenir. Kükürt ve sülfür karışımları da uyuz hastalığının tedavisinde yaygın olarak tercih edilen ilaçlar arasındadır. Bu ilaçlar uygulanırken yapılan en yaygın hata, hastaların sadece kaşınan bölgelere ilaç uygulamasıdır. Tedavi, boyun ve kulak arkasını da içerecek şekilde bütün vücuda, sadece yüz ve saç bölgesinin korunduğu bir şekilde uygulanmalıdır. Hekimin önerdiği doz ve süre konusunda uyum sağlamak önemlidir, çünkü bu faktör ilaç türüne göre değişebilir. Tedavi süreci bazı durumlarda üç gün üst üste sürülüp dördüncü gün banyo yapma şeklinde devam edebilir. Bazı durumlarda ise on iki saat bekletme uygulanabilir.  

  • Türkiye'de mevcut olan hap tedavisi, sürme ilaçlarına direnç gelişmiş durumlarda etkili bir alternatif olarak kullanılabilmektedir. Hap tedavisi, uyuz hastalığının başarılı bir şekilde tedavi edilmesinde önemli bir rol oynar. 

Uyuz Tedavisinde Kaşıntıyı Hafifletecek Farklı Öneriler Nelerdir? 

Uyuz teşhisinden sonra tedavi uygulandığında hastanın kaşıntısı hemen kesilmez. Bu kaşıntı genellikle bir ay kadar devam edebilir. Parazitin kendisine veya yumurtalarına karşı bir adaptasyon olduğu için ciltte aşırı duyarlılık oluşur ve bu da kaşıntıya neden olur. Bu nedenle, vücuttan atılamayan kalıntılar nedeniyle kaşıntı bir süre devam edebilir.

Bu durumunun hastaya açıklanması önemlidir; aksi takdirde hasta, kaşıntısının hemen geçmemesi durumunda tedavinin etkili olup olmadığını sorgulayabilmektedir.

Uyuz tedavisi uygulanan bir hastayı genellikle iki hafta sonra kontrol edilmelidir. Kontrolde hastanın kaşıntısı ve döküntüleri değerlendirilir. Uyuz tedavisinde kullanılan sürme ilaçlar, deride hafif bir egzama tetikleyebilir. Bu durum, hastada uyuz geçse bile egzamaya bağlı kaşıntıya yol açabilir. Böyle bir durumda kaşıntıyı hafifletmek için sürme steroid grup ilaçlar, ağızdan antihistaminik haplar veya nemlendiriciler kullanılabilir. Ancak, uyuz tedavisi önemlidir çünkü tedavi edilmezse, hastalar ne kadar başka tedaviler kullanırsa kullansınlar kaşıntılarını geçiremezler. Uyuzdaki temel kaşıntı, hastalığın etkili bir şekilde tedavisiyle özellikle hafifletilebilir. 

Uyuz Hastalığı Bebeklerde Ve Çocuklarda Daha Sık Görülür Mü?  

Uyuz hastalığı tüm ırklarda, yaş gruplarında ve her iki cinsiyette görülebilen bir durumdur. Yani, hastalık bebekleri, çocukları veya yaşlıları daha sık etkilemez. Ancak, bebekler ve çocuklarda özellikle bebeklerde hastalığın klinik seyri biraz farklı olabilir. Özellikle yeni doğan bebeklerde, biz kültürel olarak iç içe yaşayan ve sıkça yakın temas halinde olan bir toplum olduğumuz için, bebeklerde hastalığın bulaşması yakın temas yoluyla mümkündür. Bebeklerde özellikle yeni doğan döneminde, komşular arasındaki sevmeler ve öpmeler gibi yakın temaslar nedeniyle bulaşma olabilir. 

Bebeklerde dikkate alınması gereken bir diğer faktör uyuzun yerleşme yeridir. Erişkinlerde yüz ve saç bölgesine uyuzun yerleşmemesi, ancak bebeklerde bu bölgelerde de tutulum olabilmektedir. Ayrıca, bebeklerde özellikle avuç içi ve ayak tabanlarında su kabarcıkları görülebilir. Bu nedenle, eğer bebeklere tedavi uygulanacaksa, erişkinlerde olduğu gibi uyuz kremlerinin yüz ve saç bölgesine de uygulanması gerektiğini ailelere bildirmekteyiz. Bu şekilde bir tedavi planı oluşturmak önemlidir. 

Uyuz Hastalığı Ne Kadar Sürede Geçer?  

Uyuz tedavilerini genellikle bir seferde uygulanır. Bazı durumlarda ise hekimin uygun gördüğü durumlarda tedaviyi bir hafta aralıklarla tekrarlayabilir. Tedavi sonrasında, genellikle iki hafta sonra hastalarımızı kontrol için çağırırız. Bu kontrolde hastanın kaşıntısı, klinik bulguları ve döküntüleri değerlendirilir. Bu değerlendirmeler sonucunda tedavinin etkili olup olmadığına karar veririz. Kaşıntının bir ay kadar devam etmesi normal bir durumdur ve tedavinin etkisiz olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle, hastanın kaşıntısı devam etse bile hastalığın gerilemiş olabileceğini anlamak önemlidir. 

Tedavi sonrasında görülen kaşıntı, bazen bir egzama tablosuyla ilişkili olabilir veya hastalık sonrası kaşıntı olarak adlandırılan bir durum olabilir. Bu farklı durumları ayırt etmek önemlidir. Bu ayırım yapıldıktan sonra hastanın sonraki tedavi sürecini daha iyi anlayabiliriz. Kaşıntının devam etmesi durumu her zaman tedavinin başarısız olduğu anlamına gelmemektedir. Bu nedenle hastanın durumunu dikkatlice değerlendirmek gereklidir. 

Hamilelik süreci oldukça hassas bir süreç ve bazı ilaçlar kullanılmaktadır. Çoğu kullanılamıyor hatta ve hem anne için hem bebek sağlığı için biraz böyle hassas bir süreciniz. Buradan hamilelere bulaşma durumu nedir diye sormak istiyorum. 

Hamilelik Sürecinde Uyuz Hastalığına Yakalanma Riski Nedir? Bu Dönemde Kullanılan İlaçlar Konusunda Nelere Dikkat Edilmelidir? 

Öncelikle, hamilelere uyuz hastalığı bulaşabilir ve semptomlara neden olabilir. Ancak, hamilelere daha sık bulaşmaz; herkes üzerinde eşit bir şekilde bulaşma potansiyeli vardır. Hamilelik, genel olarak cilt hastalıklarına bağlı kaşıntıların sık görüldüğü bir dönemdir ve bu durumlar bazen uyuz ile benzer semptomlar gösterebilir. Bu nedenle, hamile bir kadında uyuz şüphesi varsa, bu durumun hamilelikle ilişkili bir cilt hastalığı mı yoksa gerçekten uyuz mu olduğunu ayırt etmek önemlidir. 

Bu ayırımı yapmak özellikle dermatoloji uzmanlarına düşer. Eğer uyuz teşhisi konulursa, hamilelik döneminde sürme ilaçları kullanmak genellikle güvenlidir. Ancak, Türkiye'de mevcut olan oral tablet tedavisi, hamilelik döneminde toksisite riski nedeniyle kullanılmamaktadır. Bununla birlikte, sürme ilaçlarının hamilelik döneminde kullanılmasında genellikle bir sakınca bulunmamaktadır. 

Uyuz Hastalığı Hakkında Merak Edilenler 

Hayvanlardan İnsanlara Bulaş Geçmiş Olabilir Mi? Evdeki Kedi Veya Köpekten Hastalık Bulaşır Mı? 

Uyuz hastalığı sadece insan cildinde yaşayan bir parazit hastalığıdır. Bu nedenle hayvanlardan insanlara uyuz bulaşma durumu söz konusu değildir.  

Tedavi Yalnızca Kaşıntı Olan Bölgelere Mi Yapılmalıdır?  

Yaygın olarak yapılan yanlış inançlardan birisi de tedanin sadece kaşıntıya neden olan bölgelere uygulanması gerektiğidir. Sürme ilaçlar, mutlaka boyun bölgesinden aşağıya, tüm vücuda uygulanmalıdır. Hekimin önerdiği süre boyunca beklenip ardından duş alınmalıdır. Bir önemli nokta da bu sürme ilaçları uygulamadan önce yine bir banyo yapıp hatta mümkünse kese ve lif yapılmalıdır. Ardından kurulayıp normal kuru cilde bu ilaçları uygulamak önerilmektedir. 

Kalabalık Ortamlarda Yaşayan Kişilerin Uyuz Tedavisini Tek Başına Uygulamaları  

Diğer bir yaygın yanlış ise aynı evde yaşayan veya aynı ortamda bulunan herkesin tedaviyi uygulamamasıdır. Bu durum, hastalığın tedavisini zorlaştıran en temel faktörlerden biridir. Aynı ortamda bulunan kişilerin aynı anda tedavi edilmesi çok önemlidir. Özellikle kalabalık ortamlarda yaşayan kişilerin birbirlerine bu durumu açıkça belirtmeleri ve birlikte tedavi olmaları önemlidir. 

Kalabalık ortamlarda yaşayan kişiler, örneğin; öğrenciler, yurtta kalanlar, kışlada veya koğuşta kalanlar, bakım evi veya huzurevinde kalanlar dışlanma korkusu yaşayabilmektedir. Bu kişiler, belki de bu durumu birlikte kaldıkları diğer insanlara açıklamakta zorlanabilirler. Dışlanma korkusuyla, "Bu tedaviyi kendim uygularım, başkalarına söyleyemem. Belki de benim hakkımda olumsuz düşünürler" gibi düşüncelerle tedaviyi sadece kendilerine uygulama eğiliminde olabilirler. 

Ancak, bu durumda tek başına tedavi uygulamanın etkisiz olabileceği unutulmamalıdır. Eğer bir kişi uyuz hastalığına yakalanmışsa ve bu durumu diğerlerine açıklamakta zorlanıyorsa, bu durumda tedavi etkili olmayabilir. Çünkü uyuz tedavisinde en önemli faktörlerden biri, aynı ortamda bulunan tüm kişilerin aynı anda tedavi edilmesidir. Aksi halde hastalığın bulaşma riski devam eder ve sürekli birbirlerine bulaş şeklinde devam edebilir. 

Bu nedenle, uyuz hastalığıyla mücadelede açık iletişim ve işbirliği önemlidir. Aynı ortamda yaşayan kişilerin birbirlerine durumu açıklamaları ve birlikte tedavi olmaları, hastalığın etkili bir şekilde kontrol altına alınmasına ve bulaşma riskinin azaltılmasına yardımcı olacaktır. 

Uyuz Hastalığının Yaygınlığı Artıyor Mu? 

Evet, uyuz hastalığına ilişkin olarak tarihsel bir perspektife baktığımızda, hastalığın zaman içinde dönem dönem artış gösterdiğini görülmektedir. Uyuz hastalığı, otuz kırk yılda bir, beş on yıllık süreçlerle artış gösterebilen bir hastalıktır. Şu anda, tıpkı tarihsel süreçlerde olduğu gibi, bu dönemin içinde bulunmaktayız. Özellikle son 5-6 yılda, kendi gözlemlerime dayanarak ifade ediyorum ki, uyuz hastalığının sıklığında ciddi bir artış gözlenmiştir. 

Ancak bu artış sadece Türkiye'de değil, aynı zamanda Avrupa genelinde de görülmektedir. Bu konuda yapılan yayınlardan elde ettiğimiz bilgiler, uyuz hastalığı sıklığının arttığını gösteriyor. Ancak yapılan araştırmalar, artışın temel faktörünün tedavinin tam ve düzgün bir şekilde uygulanmaması olduğunu ortaya koymaktadır. Uyuz hastalığının tedavisi aslında zor değildir; ancak tedavi uygulamasının zorluğu nedeniyle tam bir tedavi sağlanamayabilir ve bu da hastalığın hızla yayılmasına neden olabilir. 

 

Çerez Tercihlerinizi Seçin

Sitemizde size en iyi hizmeti sunabilmek için çerez kullanılmaktadır. Detaylar için Çerezlere İlişkin Adınlatma Metni'ni inceleyebilir veya çerezleri özelleştirebilirsiniz.